15 Temmuz 2013 Pazartesi

İlk "Bülten" işte böyleydi :)


Şu anda 15 günde bir fakat Eylül ayı itibari ile haftada bir velilerimize ulaştıracağımız "Haftalık Bülten"imizi aşağıda görmektesiniz. Yeni dönemde her hafta başında ingilizce planımız, hafta sonunda ise sınıf ögretmenlerimizin hazırladığı bülten velilerimize ulaştırılacak. Bültenler müfredat çercevesinde hazırlandığından ve çocuktan çıkan bir sistem uyguladığımızdan oluşumu ve tamamlanması hafta sonunu (Cuma günü) buluyor. Ayrıca aylık psikolog gözlem ve bilgilendirme raporu da velilerimize göndereceğimiz bir diğer döküman olacak. Aşağidaki "bülten" çocuklar ile ilgili bize o kadar fazla bilgi veriyor ki, biz bu metin ile birlikte birde "bu bülten bize neler anlatıyor" içerikli bir metin daha gönderdik velilerimize. Yeni sistemi anlamak ve çocuklarının okulda neler yaptığını bilmek en çok onların hakkı ne de olsa!

"Sevgili Velilerimiz,

Mart ayı itibariyle okulumuzda bir çok değişim oldu. Okul düzeni, sınıf ortamı, çocuklara yaklaşım felsefemiz ve eğitim anlayışımız… 8  yıllık öğretmenliğim süresince ben öğreten, baskın karakter, çocuklara hazırladığım planı uygulayan, plan dışına çıkmayan bir öğretmendim. Fakat Mart ayında değişen eğitim anlayışımızla ilişkili olarak; kitaplar okumaya başladım, araştırmalar yaptım, eğitim aldım ve Beyza hanıma sorular ve fikirlerle çok gittim. Teoride tamamdı bir çok şey ama uygulamaya gelince zordu. Öğreten rolünden çıkıp yön gösteren, öğretmen odaklı klasik eğitim sisteminden öğrenen ve çocuk merkezli bir sisteme geçmek ilk zamanlarda zorladı beni. Şimdi bu sistemin doğruluğu ve diğer sistemle aradaki farklılıkları gözlemlemekte ve yadırgamaktayım. Çocuklarla birlikte öğrenmek, yeni fikirler üretmek, yeni fikirlerin ve uygulamaların çocuklardan çıkıyor olması daha eğlenceli bir gün geçirmemize neden oluyor.

Yeni eğitim sisteminde benim en zorlandığım şey ‘’ soru üretmek ve sormak’’ oldu. Bu güne kadar birçok soru sordum evet ama ucu açık, çocukları düşünmeye ve bir şeyler üretmeye sevk edecek soruları bulmak zorlandığım bir konuydu. Şimdilerde soru üretmeye başladım ve bunun zaman içerisinde geliştiğini kendim de farkedebiliyorum. Diğer bir farklılık da her gün benim belirlediğim bir faaliyeti benim seçtiğim malzemelerle yapmak yerine (önceki eğitim sistemi bunu kapsıyordu) bir konu belirleyip onu sorularla açmak, çocuklarla sohbet ederek projeye dökmek, geniş malzeme seçenekleriyle tamamen kendilerinin üretmesini sağlamak hem onların, hem de benim alışık olduğumuz bir durum değildi. Fakat şunu belirtmeliyim ki çocuklar bu yeni sisteme benden çok daha kolay uyum sağladılar.

Öncelikle sistemimiz sonuç odaklı değil süreç odaklı. İlk proje konumuzu yaşam alanları olarak belirledik. Ana konumuz Evren, fakat bu çok geniş bir konu olduğundan parçalara böldük. Parçadan bütüne gitmeye karar verdik ve en küçük parça olan yaşam alanlarını ilk konu olarak belirledik. Yaşam alanları – evler, şehirler, ülkeler, kıtalar, gezegenler ve evren olarak ana konuya doğru genişleyerek ilerleyeceğiz. Bizim için buradaki en önemli nokta çocukların tüm konular arasındaki bağlantıları anlayıp bunları birbirleri ile ilişkilendirebilmeleri.

Proje uygulama açısından bu çocuklarla yapacağımız ilk projemiz olacağından onların ilgisini çekcek bir şey olsun istedik ve hayvanların yaşam alanlarıyla başladık. Önce hayvanları doğada yaşayanlar, nesli tükenmiş olanlar, evcil hayvanlar, suda yaşayanlar olarak gruplara ayırdık. Ardından nerede yaşadıklarını konuştuk ve onlara barınak yaptık. Su ve yemek bulmaları için doğal ortamlarını (orman) yaptık. Ağaçları, çimenleri, su içmeleri için dereyi aralarında konuşup eklediler. En son olarakta hayvanları barınaklarına yerleştirdik. Böyle hızlı hızlı sıraladığımıza bakmayın, projemiz 1 hafta sürdü.

Çocuklar bu ilk projede bu tür bir çalışmaya alışık olmadıklarından grup olarak çalışmakta biraz zorlandılar, daha çok bireysel çalışmayı tercih ettiler.

Geçtiğimiz haftaki projeyi ise konumuzun bir üst basamağına ilerleterek insanların yaşam alanlarına geçtik. “İnsanlar nerelerde yaşar?” Sorusunu sordum. İnsanların evde yaşadıklarını ve işe gittiklerini söylediler. Bu projede grup olarak çalışacaklarını anlattım. B1&M2  M1&B2 A&Y olarak üç grup oldular. Grup arkadaşlarıyla konuşup yapacakları evler için atölyeden malzemeler seçtiler seçim sırasında grup arkadaşıyla fikir alışverişi vardı. Ilk projenin aksine bu sefer çok çeşitli malzeme ile çalısabildiler ve bir ekip olma fikrini benimsemeye başladılar. İlk olarak bahçe yapmak için zemini seçtiler ve çimen yaptılar.Zeminden sonra M1&B2 bina için ilaç kutularını kullanarak binalar yaptılar.


M1- eve çadırda kurulabilir.
B1- biz zaten çadır yapıyoruz insanlar çadırda da kalır. Değişik bir yaklaşımla B1&M2 çadırı oluşturmak için kutuları birleştirmeye çalışıyorlardı.
M2- insanlar arabaya da binerler dedi ve araba için malzeme aradı ve yapmaya koyuldu. Grup arkadaşlarıyla sürekli iletişim içindeydiler. B2&M1 bahçelerine taşları eklerken,
B2; bahçenin kapısı olur ve açılır, merdivenleri de olur dedi ve yapmak için arkadaşıyla konuşup malzeme seçtiler.


Proje çalışmalarında beni en çok şaşırtan isim M1 oldu. Malzemeleri önce çok dikkatli inceledi ve ardından seçti. Ayrıca proje oluşturmada üretkenliğinin ileri derecede olması dikkat çekmektedir.  


Bu projemizde diğeri gibi bir hafta sürdü. Her gün konuyla ilgili olarak projeye yeni şeyler ekledik. Evlerin önlerinde sokak ve yolların olduğunu bu yollarda araba, hayvanlar olduğu ve insanların market ve eczaneyi kullandıklarını ilave ettiler ve projeye adım adım eklediler. İnsanların yaşam alanlarını yaptık ama bir şey eksikti onu B1 buldu ve insanlar eksik dedi. Herkes kendi insanlarını yapmak için malzeme alıp yapmaya koyuldular; değişik, eğlenceli ama çok da yaratıcılık dolu insanlar çıktı. Çocuklarım üretmeye geçmişti artık. En son bazı hayvanların insanlarla yaşayabildiklerini konuştuk –diger proje ile de bağlayabilmek adına- ve sınıftaki hayvanlar arasından insanlarla yaşayanları bulmak için ayırdılar tek tek nerede yaşarlar?, Ne yerler? Birbirleriyle soru cevap şeklinde konuşarak ayırdılar. Kelebek, arı, karınca, kaplumbağa, tavşan, köpek, kedi gibi hayvanları alıp projeye dahil ettiler. Sokakta yaşayan hayvanların nasıl beslendiği, nerden yemek buldukları hakkında konuşup projeyi tamamladık.


Bu şekilde çocuklar hem bu güne kadar bildikleri eski bilgileri, hem de yeni öğrendikleri bilgileri harmanladı. Tartışarak, araştırarak, soru sorarak öğrendiklerini kalıcı hale getirdiklerine inanıyorum.

Sistemimiz sonuç değil süreç odaklı olduğundan ve süreci çocuklar yönlendirdiğinden bültenlerimizi ancak projelerimizi uyguladıktan sonra size  ulaştıracağız. Bir sonraki bültenimizde görüşmek üzere,

Hoşçakalın,                                                                                    
Sevgilerimle
Burcu Öğretmen"

İlk bülteni hazırlayıp göndermek hem öğretmenimiz hem de bizim için heyecan verici bir tecrube idi. Bu ilk gün ki heyecanımızı hiç kaybetmeyelim inşallah.

Psikolog Beyza YAŞAR




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder