26 Aralık 2013 Perşembe

Çocuğun oyun gücü adına! OYUN TERAPİSİ

Bundan yıllaaar önce, çocuklar sadece görülen fakat işitilmeyen varlıklar iken, sadece küçük boyutlu yetişkinler gibi davranılır ve düşünülürler imiş. Sadece son on yıllarda çocuklara tam olmasa da birazcık önem ve saygı duyulmaya başlanmış. Halbuki çocuklar birçok duyguları olan, her şeyi ve her şey hakkında anlayışları olan minik insanoğulları imiş…

Hepimizin bildiği gibi özellikle 8 yaş altındaki çocuklar, kendi duygularını ve mantıklarını bize anlatabilecek bilişsel beceriye sahip olmadıklarından, bunları anlatmada tam doğru ifade ve tariflerde bulunamazlar. İşte bu sebepledir ki bir çocuk çıkıp da bize, “öylesine korkularım var ki, o yüzden artık yemek yemek istemiyorum” veya “kardeşimi ölesiye kıskanıyorum ki, bu yüzden altımı ıslatıyorum” veya “şu kişi beni rahatsız ettiği için ben kendimi uyarmaya başladım” diyemez.. Bulundukları şartların, olayların kendilerini nasıl etkilediğini tam da bu yüzden bize söyleyemezler.

İşte tam bu aşamada oyun terapisi devreye girer. Çocukların aslında tek iletişim biçimi olan oyun yolu ile, çocukların kendi ritimlerinde kendi süreçlerinde kendi kendilerini iyileştirmelerini hedefler oyun terapisi. Eski zamanlarda çocukları bir yetişkin gibi kabul eden ve onlara sürekli neyin doğru neyin yanlış olduğunu söyleyerek baskılayarak değiştireceğini zanneden zihniyetin tam tersidir oyun terapisi.

Çünkü biz artık farkındayız ki, özellikle küçük yaş çocuklara telkin ve düzeltme yoluyla kalıcı sonuçlar veya sözde çözümler üretmek mümkün değil! Çocuğun doğuştan getirdiği kendinde var olan inanılmaz iyileştirme gücüne ve bu gücü çocuğun kendi sürecinde ortaya çıkarabileceğine inanan bir çocuğa yaklaşımdır bu.

Terapi sürecide oyun terapistinin konumu, çocuğu şartsız koşulsuz kabul eden, çocuğun kendisine güven duyduğu, çocuğun kendisinin varlığında rahat ve özgür hissettiği, çocuğu olduğu gibi aynalayan ve konusuna göre çocuğu olumlu besleyen kişi olmaktır. Çocuk oyun terapisti ile kurduğu ilişki yoluyla kendine iyileşmesi için en uygun kabı, kozayı örer ve bir nevi iyileşmiş olarak bu kabından gerçek dünyasına geri döner.

Oyun terapisine getirilen konulardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz. Bazen sevdiği bir yakınının ölümünden sonra farklı davranmaya başlar çocuklar; bazen anne-baba arasındaki kavgalara şahit olurlar; bazen karanlık ve canavar korkularının aşırılığı yüzünden oyun terapisine getirilirler; bazen aşırı takıntıları ve hayata normalin dışında kriterlerde saplanıp kaldıkları için haklarında endişelenilirler; kimi ebeveyn çocuğunun boşanma sürecini daha kolay atlatması ve adapte olabilmesi için başvurur; kimi çocuk hayatında değişiklikler ile başa çıkamadığı için 1-2 yaş gelişimsel olarak gerileme gösterdiği için getirilir; bazıları çocuğunun mastürbasyonu keşfetmesi ve sürdürmesi sonrasındaki kaygıları ile gelir; kimisi ise sürekli devam eden alt ıslatma sorunu ile terapötik sürece alınır.

Oyun terapisinin çocuklara yardımcı olacağı başlıca konular şunlardır:

o   İstismar (Duygusal, Fiziksel ve Cinsel)
o   Evlatlık alınmaya & Evlat edinmeye adaptasyon
o   Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite
o   Öfke/ Sinirlilik
o   Bağlanma Sorunları
o   Otistik Spekturum
o   Davranışsal Problemler
o   Bir yakınının ölümü/ Kayıp
o   Başkasının zorbalığına/saldırısına uğramak
o   İletişim problemleri
o   Gecikmiş Gelişim
o   Depresyon
o   Kabuslar/ Gece korkuları
o   Fiziksel Yetersizlikler
o   Zayıf Okul Katılımı/ Başarısı
o   İlişkiye dair konular
o   Seçici sessizlik/ dilsizlik
o   Ayrı/ Boşanmış Ebeveynler
o   Sosyal Dışlanma
o   Travma
o   Performans düşüklüğü (Akademik, Sosyal, Kültürel)
o   İçine kapanık kişilik

Oyun terapisine en iyi başlama yaşı 2’dir.

Oyun terapi süreci ideal olarak 6 ardışık seansı izleyen toplamda ortalama 20 seans sonucu kesin sonuç verir. Bu da sürece göre ortama 3-4 ay demektir. Oyun terapisine paralel aile ve özellikle anne eğitimi de yapılmaktadır.

MiMA Psikoloji


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder