
Karşılaştığı her insanın temsil ettiği bazı özellikler göze çarpar. Bunlar dünyadaki insan tipleri ve her insanın kendi karakterinde bulunan halleri de temsil eder. Mesela bir gezegende bir fenerci yaşamaktadır. Gece olduğunda feneri yakıp, gündüz olduğunda söndürmekle görevlidir çünkü yönetmelik böyle söyler. Fenerci aslında uyumayı çok sever. Eskiden feneri yakmasıyla söndürmesi arasındaki bütün zamanı uyuyarak değerlendirirken, artık gezegeni çok küçüldüğü için fenerini yaktıktan hemen sonra güneş batar ve söndürmesi gerekir. Dolayısıyla uyumaya hiç vakti kalmaz. Bu hikayedeki kahramanın özelliğini dünyadaki bir insan tipi olarak da, her insanda bulunan bir karakter özelliği olarak da algılayabiliriz. Şöyle ki; bir devlet dairesine gittiğinizde işinizi çözmek için değil, işi kitabına uygun yapmak için uğraşan memurlarla karşılaşmışsınızdır. Kurallar ne kadar işlevsiz de olsa o kişi için önemli olan işlevi değil kuralı uyguluyor olmaktır. Bazen de kendi hayatımızda bunu yaparken buluruz kendimizi. Anneliğimiz veya evliliğimiz süregelen kurallara dönüşüvermiştir. Ne kadar işlevsel olduğunu veya gerçekten etkili ve iyi sonuçlara sebep olup olmadığını düşünmeden öğrendiğimiz "yönetmelik"leri uygulamaya devam ederiz.
Kıymet kavramı üzerinde de sıklıkla değerlendirmeler yapar Küçük Prens. Bir şeyin sizin için değerli olmasını sağlayan ona ayırdığınız zamandır. Bununla ilgili tilkiyle yaptığı sohbetten , gülünü hatırlayış ve özleyişinden ve çölle ilgili söylediklerinden daha çok detay vermek isterdim ama veremeyeceğim.Çünkü kendiniz okursanız tadı çok başka olur. Ama şunu söylemeliyim ki; kitap soyut kavramları öylesine hikaye gibi ama gerçeğin içinden anlatıyor ki anlamakta ve anlatmakta zorlandığınız kavramları da bir çırpıda anlıyorsunuz.
.jpg)
Daha fazla detay verip kitabın tadını kaçırmak istemiyoruz. Ama bu bakış açısıyla kitabı bir kez daha okuduğunuzda hikayenin bir çok yerini daha farklı değerlendirebilirsiniz.
Sevgilerimle,
Psk.Büşra Odabaşoğlu
Editör: Esma Bıyık